Главная

Популярная публикация

Научная публикация

Случайная публикация

Обратная связь

ТОР 5 статей:

Методические подходы к анализу финансового состояния предприятия

Проблема периодизации русской литературы ХХ века. Краткая характеристика второй половины ХХ века

Ценовые и неценовые факторы

Характеристика шлифовальных кругов и ее маркировка

Служебные части речи. Предлог. Союз. Частицы

КАТЕГОРИИ:






Present Perfect Tense (I have gone)




Ana Sayfa / Genel İngilizce / İngilizce Gramer / Intermediate Grammar / Present Perfect Tense (I have gone)

Türkçe'de böyle bir zaman olmadığı için İngilizce öğrenen Türklerin en çok zorlandıkları zaman Present Perfect Tense'dir. Kuralları hemen öğrenilse de kullanımını iyice özümsemek için bir süre geçmesi gereklidir. Bu zaman, bir olayın ne zaman ve nasıl olduğunun pek önemi olmadığı durumlarda kullanılır. Bu zamanda önemli olan, olayın olup olmadığıdır.

EXAMPLES (ÖRNEKLER)

- I have cleaned the table. (Masayı temizledim.)

Burada önemli olan masanın falanca tarafından temizlendiği değil, masanın şu anda temiz olduğu ve kullanıma hazır bulunduğudur.

- He has opened the window. (Pencereyi açtı.)

Bu cümlede yine önemli olan, pencerenin şu anda açık oluşu ve pencerenin açık olmasından arzu edilen durumun gerçekleştiği veya gerçekleşmeye elverişli duruma geldiğini anlatmaktır.

- Have you seen Jack? (Jack'ı gördün mü?)

Bu cümlede şöyle düşünelim. Farz edelim ki cümleyi söyleyen kişi Jack'i şu anda aramaktadır. Bu kişi için, karşı tarafın kendisine Jack'i bulabileceği şekilde bir cevap vermesi lazımdır. Yani karşı taraf buna

“Yes I saw him yesterday” (Evet, dün gördüm) diye karşılık vermesi hiç de arzu edilen bir sonuç doğurmaz.

- I have heard about that film. (O filmi duydum.)

Bu cümlede filmin ne zaman duyulduğu önemli değildir. Önemli olan öznenin filmden haberdar oluşudur.

"PRESENT PERFECT TENSE" TABLO

(+) (-) (?)

I have played I haven't played Have I played

You have played You haven't played Have you played?

He has played He hasn't played Has he played?

She has played She hasn't played Has she played?

It has played It hasn't played Has it played?

We have played We haven't played Have we played?

They have played They haven't played Have they played?

USE (KULLANIM)

> USE 1 Unspecified Time Before Now (Geçmişte belirsiz bir zamanda yapılan eylemler)

We use the Present Perfect to say that an action happened at an unspecified time before now. The exact time is not important. (Present Perfect Tense geçmişte belirsiz bir zamanda yapılmış bir eylemi anlatmak için kullanılır. Eylemin ne zaman yapıldığı veya olduğu önemli değildir.)

EXAMPLES:

- I have seen that movie twenty times. (Bu filmi yirmi kez seyrettim.)

- I think I have met him once before. (Sanırım onunla daha önce tanıştım.)

- There have been many earthquakes in California. (Kaliforniye'da bir çok deprem oldu.)

- Has there ever been a war in the United States? (Amerika'da hiç savaş oldu mu?)

Yes, there has been a war in the United States. (Evet, Amerika'da bir savaş oldu.)

- People have traveled to the moon. (İnsanlar aya seyahat etti.)

DİKKAT! Geçmişte belirsiz bir zaman tanımı İngilizce öğrenenler için biraz kafa karıştırıcı olabilir. Bu yüzden aşağıda biraz daha detaylı açıklamalar verilmiştir.

• Experience (Tecrübe)

- You can use the Present Perfect to describe your experience. (Present Perfect Tense hayatınızda geçirmiş olduğunuz tecrübeleri anlatmak için kullanılır. Tecrübelerden bahsederken zamanın bir önemi yoktur.)

EXAMPLES:

- I have been to France. (Fransa'da bulundum.)

(Bu cümlede anlatılmak istenen asıl şey Fransa'da bulunduğunuzdur. Ne zaman gittiğiniz önemli değildir.)

- I have never been to France. (Fransa'da hiç bulunmadım.)

(Bu cümlede hiç Fransa'ya gitme tecrübenizin olmadığı anlatılmaktadır.)

- I think I have seen that movie before. (Sanırım bu filmi daha önce gördüm.)

- He has never traveled by train. (O trenle hiç seyahat etmedi.)

- Joan has studied two foreign languages. (Joan iki dile çalıştı.)

- Have you ever met him? (Onunle hiç karşılaştın mı?)

No, I have not met him. (Hayır, onunla hiç karşılaşmadım.)

• Change Over Time (Zamanla değişim)






Не нашли, что искали? Воспользуйтесь поиском:

vikidalka.ru - 2015-2024 год. Все права принадлежат их авторам! Нарушение авторских прав | Нарушение персональных данных