ТОР 5 статей: Методические подходы к анализу финансового состояния предприятия Проблема периодизации русской литературы ХХ века. Краткая характеристика второй половины ХХ века Характеристика шлифовальных кругов и ее маркировка Служебные части речи. Предлог. Союз. Частицы КАТЕГОРИИ:
|
Little (az) - less (daha az) - the least (en az)> Sıfatları kullanarak eşitlik ifade etmek istediğimiz zaman ise as … as kalıbını kullanırız. - This dictionary is as small as a booklet. (Bu sözlük bir kitapçık kadar küçüktür.) - Old cars were as comfortable as modern cars. (Eski arabalar modern arabalar kadar konforluydu.) "As" yapısı birden fazla anlam için kullanılabilir. Farklı anlamları anlayabilmek için parantez içinde verilen tercüme bölüme bakılması gerekmektedir. - He can't dance as well as me. (Benim kadar iyi dansedemez) - She is clever as well as (being) beautiful. (Güzel olmasının yanısırı akıllı da.) - My hair is as long as his. (Benim saçım onun ki kadar uzun.) - I'll work as long as I live. (Yaşadığım sürece çalışacağım.) - He can come as long as he is sober. (Ağırbaşlı olduğu sürece gelebilir.) - I'll come in as soon as five minutes. (Beş dakika gibi kısa bir zamanda geleceğim.) - As soon as she saw him, she fainted. (Onu görür görmez bayıldı.) - I went as far as Istanbul. (İstanbul kadar uzağa gittim) - As far as I know, she is a vet. (Bildiğim kadarıyla o bir veteriner.) > More and more ve -er and -er kalıbı kullanılarak gittikçe artan veya azalan işler anlatılabilir. - She is becoming more and more aggressive. (Gitgide saldırganlaşıyor.) - The weather is getting colder and colder. (Hava gittikçe soğuyor.) - Life is getting more and more difficult. (Hayat giderek zorlaşıyor.) - The smell became nicer and nicer. (Koku gittikçe güzelleşti.) > The more … the more … kalıbı iki şeyin birbirini etkilediği durumları, bir şey değiştiğinde, diğer şeyin de değiştiğini anlatmada kullanılır. - The more you work, the more you earn. Çalıştıkça kazanırsınız. Ne kadar çok çalışırsanız, o kadar çok kazanırsınız.) - The more you earn, the more you want. (Kazandıkça daha çok istersiniz.) - The faster he ran, the more tired he became. (Hızlı koştukça yoruldu.) - The larger the house is, the better. (Ev ne kadar büyük olursa o kadar iyi olur.) - The sooner, the better. (Ne kadar çabuk olursanız o kadar iyi olur.) - The faster you write, the more illegible your writing will be. (Ne kadar hızlı yazarsan, yazın o kadar okunaksız olur.) > Bazı iki heceli sıfatlarla hem -er takısı eklenerek ve hem de başına more kelimesi getirilerek kıyaslama yapılabilir. Bunlar -ow, -er ve -le heceleriyle biten sıfatlar ile, handsome, polite, tired, quiet, pleasant, stupid, cruel, wicked, common kelimeleridir. - A monkey is cleverer / more clever than a donkey. (Maymun eşekten daha akıllıdır.) - Television is commoner / more common than radio today. (Bugün televizyon radyodan daha yaygındır.) > Daha türünden yani more veya -er ile karşılaştırma yaparken sıfat ve zarflardan önce bazı niteleyici kelimeler de gelebilir. Bu niteleyici kelimelerin en çok kullanılanları şunlardır: a little / a bit (biraz) much / far; a lot; lots (çok) somewhat / rather (bir miktar, biraz) Even (da) - This book is more expensive that that one. (Bu kitap şu kitaptan daha pahalıdır.) - She runs much faster than me. (Benden çok daha hızlı koşar.) - He is far better than me. (O benden çok daha iyidir.) - He was even more surprised when he saw me. (Beni görünce daha da şaşırdı.) - He drives a lot more carefully then he used to. (O eskisinden çok daha dikkatli araba kullanıyor.) > "More" kelimesi her zaman bir sıfatı nitelemez. Bazan bir ismin niceliğinin belirtilmesinde de kullanılabilir. - More people than ever leave their villages for a major city. (Şimdiye kadar olduğundan daha fazla / Görülmedik sayıda insan büyük şehirde yaşamak için köyünü terkediyor.) Не нашли, что искали? Воспользуйтесь поиском:
|