ТОР 5 статей: Методические подходы к анализу финансового состояния предприятия Проблема периодизации русской литературы ХХ века. Краткая характеристика второй половины ХХ века Характеристика шлифовальных кругов и ее маркировка Служебные части речи. Предлог. Союз. Частицы КАТЕГОРИИ:
|
Present Perfect or Simple Past (I have gone or I went)Ana Sayfa / Genel İngilizce / İngilizce Gramer / Intermediate Grammar / Present Perfect or Simple Past (I have gone or I went) Present Perfect Tense ve Simple Past tense konuları genelde birbirine karışır ve iki zamanın da doğru olarak kullanılabilmesi için iki zamanın farklarının çok iyi öğrenilmesi gerekir. Ders anlatımına başlamadan önce birkaç örnekle iki zaman arasındaki farkları anlamaya çalışabiliriz. > İngiltere'ye giden bir turistin, gittiğinin ikinci gününde pasaportunu kaybettiğini ve hemen karakola gittiğini düşünün. Bu kişi karakoldaki polislere şu cümleyi kuracaktır. - I have lost my passport. (Pasaportumu kaybettim.) Bu cümleyle anlatmak istediği, o anda pasaportunun olmadığıdır ve polislerden konuyla ilgili yardım istiyordur. Bu yüzden de Present Perfect Tense kullanmıştır. Aynı kişi pasaportunu bulup ülkesine döndükten sonra arkadaşlarına ve ailesine bu olayı anlatırken ise şu cümleyi kurar. - I lost my passport on the second day of my travel. (Seyahatimin ikinci gününde pasaportumu kaybettim.) Bu cümlede ise başından geçen bir olayı hatıra olarak anlatmaktadır ve pasaportunu bulduğu veya yeniden çıkardığı anlamı çıkar. Bu yüzden de cümleyi Simple Past Tense ile kurmuştur. Gördüğünüz gibi cümlelerin Türkçe çevirisinde bir fark yoktur, fakat kullanım ve anlam bakımından birbirlerinden farklıdırlar. > Şimdi de aşağıdaki iki cümleye bakın. - I have broken my leg. (Bacağımı kırdım.) - I broke my leg. (Bacağımı kırdım.) Birinci cümle Present Perfect Tense ile kurulduğu için geçmişte olan bir eylemin etkilerinin hala sürüyor olması gerekmektedir. Öyleyse bu cümleyi söyleyen kişinin bacağının alçıda olması gerekmektedir. Ancak ikinci cümle Simple Past Tense ile kurulmuştur ve yine cümleyi kuran kişi başından geçen bir olayı anlatmaktadır. Bu eylem on yıl önce de olmuş olabilir ve cümleyi söyleyen kişinin bacağı artık iyileşmiştir. > Anahtarını kaybeden bir kişiyi düşünün ve aşağıdaki örnekleri inceleyin. - Tom is looking for his key. He can't find it. He has lost his key. (Tom anahtarlarını arıyor ve bulamıyor. Onları kaybetti.) Yukarıdaki cümlede kaybetmek eyleminin bulunduğu cümle Present Perfect Tense ile kurulmuştur ve bu yüzden cümleyi söyleyen kişinin o anda anahtarlara sahip olmadığı anlamı çıkar. Yarım saat sonra anahtarını kaybeden kişinin anahtarlarını bulduğunu düşünün ve aşağıdaki örnekleri inceleyin. - Now Tom has found his key. He has it now. (Tom anahtarlarını buldu. Artık onlara sahip.) - Has he lost his key? (O anahtarlarını mı kaybetti?) - No, he hasn't. He has found it. (Hayır, anahtarlarını buldu.) Gördüğünüz gibi kişi anahtarlarını kaybetmiş olmasına rağmen, bulduktan sonra konuşulduğu için, Present Perfect Tense ile sorulan soruya hayır cevabı verilmiştir. Şimdi de aşağıdaki iki örneği inceleyin. - Did he lose his key? (O anahtarlarını mı kaybetti?) Yes, he did. He lost kiy key. But now he has found it. (Evet, anahtarlarını kaybetti. Ama şimdi buldu.) Bu örnekte de soru Simple Past Tense ile sorulduğu için aynı soruya cevap evet olarak verilmiştir. Yani geçmişte kalan bir eylemden bahsedilmektedir. > Present Perfect Tense her zaman şu anla ilgili bir anlam taşır. Yani "Tom has lost his key" cümlesini gördüğümüzde Tom'un şu anda anahtarının olmadığını anlarız. Past Simple Tense ise geçmişle ilgili bir anlam taşır. "Tom lost his key" cümlesini gördüğümüzde Tom'un anahtarlarını bulup bulamadığı hakkında fikir sahibi olamayız. Anladığımız tek şey Tom'un geçmişte bir zamanda anahtarlarını kaybettiğidir. EXAMPLES - John grew a beard but now he has shaved it off. (John sakal bıraktı ama şimdi traş oldu.) Bu cümle Simple Past tense ile kurulduğu için şu anda sakallarının olmadığı anlaşılmaktadır. - They went out for dinner and they've just come back. (Onlar akşam yemeğine çıktılar ve demin geldiler.) Bu cümlede ise ilk cümle Simple Past Tense ile, ikinci cümle de Present Perfect tense ile kurulmuştur. Böylece şu anda gidenleri geri döndüğü anlamı çıkmaktadır. > Birisine yeni bir bilgi veya haber vermek için Present Perfect Tense kullanırız. Ancak o eylemle ilgili konuşmaya devam edersek Past Simple Tense kullanırız. - I've broken my leg. (Bacağım kırıldı.) - Really? How did you do that? (Gerçekten mi? Nasıl oldu?) - I fell off the ladder. (Merdivenden düştüm.) Не нашли, что искали? Воспользуйтесь поиском:
|