ТОР 5 статей: Методические подходы к анализу финансового состояния предприятия Проблема периодизации русской литературы ХХ века. Краткая характеристика второй половины ХХ века Характеристика шлифовальных кругов и ее маркировка Служебные части речи. Предлог. Союз. Частицы КАТЕГОРИИ:
|
A lot, much, many, a little, a fewAna Sayfa / Genel İngilizce / İngilizce Gramer / Intermediate Grammar / A lot, much, many, a little, a few > A lot of; lots of; plenty of Bu üç kelime aynı anlamda kullanılır fakat en yaygın olanı a lot of'dur. Üçü de hem sayılabilen isimlerle ve hem de sayılamayan isimlerle kullanılırlar. Sayılabilen isimlerle kullanıldıkları zaman isimler daima çoğul olur. Sayılamayan isimlerle kullanıldıkları zaman ise tekil olurlar. A lot of, lots of ve plenty of olumlu cümlelerde kullanılırlar. Fakat olumlu bir cevap beklenerek sorulan soru cümlelerinde de kullanılabilirler. EXAMPLES (ÖRNEKLER) - There are a lot of pens in my bag. (Çantanda birçok kalem var.) - There is a lot of milk in the bucket. (Kovada çok süt var.) - She wants a lot of money but her husband doesn't have any. (O çok para istiyor fakat kocasında hiç yok.) - My mother bought a lot of apples at the market yesterday. (Annem dün pazardan bir sürü elma aldı.) - Your bag is very large. Do you have a lof of BOOKS in it? (Çantan çok büyük. İçinde çok kitabın mı var?) - Is there a lot of sugar in your glass? (Bardağında çok şeker mi var?) > Many Many daima sayılabilen isimlerle kullanılır ve isimler daima çoğul olur. Many çoğunlukla soru cümlelerinde ve olumsuz cümlelerde kullanılır. - I haven't written many letters today. (Bugün çok mektup yazmadım.) - Does she want many dresses? (Çok elbise istiyor mu?) - There aren't many pnotos in my album. (Albümümde çok fotoğraf yok.) - Didn't you need many workers while you were building this house? (Bu evi inşa ederken çok işçiye ihtiyacın olmadı mı?) Many, resmi İngilizcede ve cümle başlarında olumlu cümlelerde de kullanılabilir. - Many people agree with you, sir. (Birçok insan sizinle aynı fikirde, efendim.) - The Minister of Tourism declared that many tourists visited the country this summer. (Turizm Bakanı geçen yıl ülkeyi birçok turistin gezdiğini bildirdi.) Günlük konuşmalarda ekseriyetle kendisinden önce too, so, a great, a good gibi kelimeler kullanıldığı zaman many olumlu cümlelerde kullanılabilir. - There were too many people outside the building on the day of the murder. (Cinayet gününde evin dışında aşırı derecede çok insan vardı.) - I bought my wife so many dresses thet she couldn't decide which to wear first. (Karıma o kadar çok elbise aldım ki önce hangisini giyeceğine karar veremedi.) - You need to read a great many BOOKS if you want to learn English. (İngilizce öğrenmek istiyorsan bayağı çok kitap okuman gerekir.) > Much Much, daima sayılamayan isimlerle kullanılır ve sayılamayan isimlerin çoğulu olmayacağı için isimler daima tekil olurlar. Much çoğunlukla soru cümlelerinde ve olumsuz cümlelerde kullanılır. - I haven't written much information about this flower in my BOOK. (Kitabımda bu çiçek hakkında çok bilgi yazmadım.) - Does she want much money? (Çok para istiyor mu?) - Didn't you need much cement while you were building this house? (Bu binayı inşa ederken çok çimentoya ihtiyacın olmadı mı?) Resmi İngilizcede özne şeklinde much, olumlu cümlelerde kullanılır. - Much money will be spent on food next century. (Gelecek asırda yiyeceğe çok para harcanacak.) - Much time has passed since the government abolished this law. (Hükümet bu karara kaldıralı beri çok zaman geçti.) Günlük konuşmalarda kendisinden önce too ve so kelimeleri geldiğinde olumlu cümlelerde much kullanılabilir. - The man drank too much wine and died instantly. (Adam çok fazla şarap içti ve anında öldü.) - Camels drink so much water before a long travel that they con go for days without drinking any water. (Develer uzun bir yolculuğa çıkmadan o kadar çok su içerler ki, su içmeden günlerce yol alabilirler.) > A few, few, very few, quite a few A few ve few daima sayılabilen isimlerle kullanılır ve isimler daima çoğul olur. - There are a few men at the bus-stop. (Otobüs durağında birkaç -az- adam var.) - I have seen few camels so far. (Şimdiye kadar az deve gördüm.) Few ile a few arasında fark vardır. a few; cümleyi söyleyenin nazarında "birkaç, az ama yeterli" anlamındadır. few; cümleyi söyleyenin nazarında "yok denecek kadar az" anlamındadır. - I have a few books in my bookcase. (Kitaplığımda birkaç kitap var.) (Cümleyi söyleyene göre birkaç kitap vardır ve sayısı azdır.) - I have few books in my book case. (Kitaplığımda az kitap var.) (Cümleyi söyleyene göre kitap vardır fakat yok gibidir. Yani var sayılmaz.) Very few ise (çok az) demektir ve sayılabilen isimlerle kullanılır. - They bought very few things. (Çok az şey satın aldılar.) - We saw very few people there. (Orada çok az insan gördük.) Very few yerine only a few da kullanılabilir. - They bought only a few things. (Çok az şey satın aldılar.) - We saw only a few people there. (Orada çok az insan gördük.) Quite a few ise "oldukça çok, epey" anlamına gelir ve yine sayılabilen isimlerle kullanılır. - There were quite a lot of people in front of the hotel. (Otelin önünde epey insan vardı.) - I bought quite a lot of books last month. (Geçen ay oldukça çok kitap satın aldım.) > A little, very little A little ve little daima sayılamayan isimlerle kullanılır ve sayılamayan isimler çoğul olamayacağı için her zaman tekil olur. - There is a little milk in the bottle. (Şişede biraz süt var.) - I have drunk little water this morning. (Bu sabah az su içtim.) Little ile a little arasında fark vardır. A little cümleyi söyleyene göre "biraz, az" manasındadır. Little cümleyi söyleyene göre "yok denecek kadar az" manasındadır. - I have a little money. (Biraz param var.) (Cümleyi söyleyene göre onun az miktarda parası vardır.) - I have little money. (Az param var.) (Cümleyi söyleyene göre onun yok denecek kadar az parası vardır. Bu cümlede “var sayılmaz ama, biraz var” manası anlaşılmalıdır.) Very little (çok az) anlamına gelir ve sayılamayan isimlerle kullanılır. - He drank very little milk. (O çok az süt içti.) - There is very little butter in the fridge. (Buzdolabında çok az tereyağı var.) Very little yerine, only a little da kullanılabilir. - He drank only a little milk. (O çok az süt içti.) - There is only a little butter in the fridge. (Buzdolabında çok az tereyağı var.) Не нашли, что искали? Воспользуйтесь поиском:
|