ТОР 5 статей: Методические подходы к анализу финансового состояния предприятия Проблема периодизации русской литературы ХХ века. Краткая характеристика второй половины ХХ века Характеристика шлифовальных кругов и ее маркировка Служебные части речи. Предлог. Союз. Частицы КАТЕГОРИИ:
|
OLUMLU OLUMSUZ SORUI will go (Gideceğim) I will not (won't) go (Gitmeyeceğim) Will I go? (Gidecek miyim) You will go (Gideceksin) You won't go (Gitmeyeceksin) Will you go? (Gidecek misin?) He will go (Gidecek) He won't go (Gitmeyecek) Will he go? (Gidecek mi?) She will go (Gidecek) She won't go (Gitmeyecek) Will she go? (Gidecek mi?) It will go (Gidecek) It won't go (Gitmeyecek) Will it go? (Gidecek mi?) We will go (Gideceğiz) We won't go (Gitmeyeceğiz) Will we go? (Gidecek miyiz?) They will go (Gidecekler) They won't go (Gitmeyecekler) Will they go? (Gidecekler mi?) USE (KULLANIM) > Simple Future Tense kullanılan gelecek zaman cümlelerinde herhangi bir planlama veya niyet yoktur. Gelecekte şartlardan dolayı meydana gelecek eylemlerden bahsedilirken kullanılır. Bu cümleler kurulurken yardımcı fiiller will ve shall kullanılır. Ancak shall son zamanlarda kullanımdan düşmüştür ve yerini bütün şahıslar için “will” e bırakmıştır. Sadece resmi yazışmalarda kullanımı vardır. - I will be a mother. (Anne olacağım.) - Summer will come again. (Yaz yine gelecek.) - Will I see that man in your factory? (Fabrikanızdaki o adamı görecek miyim?) - They will live in the same city? (Aynı şekilde oturacaklar.) > Konuşma anında, gelecekle ilgili herhangi bir karar verildiğinde, will future tense kullanılır. Yani daha önceden planlanmış ve kesinleşmiş eylemler için bu zaman kullanılmaz. Bu kullanım da Türkçe'ye çevrilirken daha çok, "gideceğim, geleceğim" gibi -cek, -cak ekleriyle değil, "gideyim, geleyim" şeklinde çevrilir. - The phone is ringing. (Telefon çalıyor.) - I will answer it. (Ben bakarım.) - This book is great. (Bu kitap harika) - Really? I will read it then. (Gerçekten mi? Öyleyse okuyayım.) - You can't carry this luggage yourself. I will help you. (Bu valizi kendin taşıyamazsın. Sana yardım edeyim.) - I'll write to you as soon as I get there. (Oraya varır varmaz sana yazarım.) - A: I want to tell you something. But is secret. (Sana birşey söylemek istiyorum. Fakat sırdır.) B: I see I won't tell anybody. I promise. (Anlıyorum. Kimseye söylemem. Söz veriyorum.) Bu duruma en iyi örnek, lokanta veya kafelerdeki diyaloglar olabilir. Aşağıdaki diyaloğu okuyun. A: What would you like to have to drink? (İçmek için ne alırdınız?) B: I will have a cola, please. (Ben bir kola alayım, lüften.) Yukarıdaki örnek, konuşma anında verilen örneğe en iyi örneklerden birisidir. > Gelecekte olan olaylar hakkında tahminde bulunma, zannetme, ümit etme, emin olma, endişe etme gibi durumlarda da Future Tense kullanılır. Bu durumlarda da genellikle “if, when, as soon as, while” gibi bağlaçlar kullanılarak cümlenin anlamı pekiştirilir. - I'm sure they'll help me. (Eminim bana yardım edecekler.) - He'll probably pass his class. (Muhtemelen sınıfını geçecek.) - Perhaps she'll talk to me. (Belkide benimle konuşacak.) - I think I'll win. (Sanırım kazanacağım.) > Radyo, televizyon veya gazete gibi kitle iletişim araclarında resmi makamlara ait geleceğe dönük programlar haber olarak söylenirken yine Future Tense kullanılır. - The Minister of Education will open a new school in Kadıköy tomorrow, and he will have lunch with local people. (Milli Eğitim bakanı yarın Kadıköy'de yeni bir okul açacak ve yöre halkıyla öyle yemeği yiyecek.) -The president of United States will visit England next week. (Amerika Başkanı haftaya İngiltere'yi ziyaret edecek.) > Future tense ayrıca karşı tarafa birşey teklif ederken kullanılır. A: I have a bad headache. (Çok kötü başım ağrıyor.) B: Oh, I will bring you an asprine, then. (Ah, öyleyse sana bir asprin getireyim.) A: I am feeling very tired. (Kendimi çok yorgun hissediyorum.) B: I will make your bed then. (Öyleyse yatağını yapayım.) A: I'm really hungry. (Gerçekten çok açım.) B: I'll make some sandwiches. (Sana biraz sandviç hazırlıyım.) A: I'm so tired. I'm about to fall asleep. (Çok yorgunum. Uyumak üzereyim.) B: I'll get you some coffee. (Sana biraz kahve getiriyim.) > Future tense karşı tarafa söz vermek için de kullanılır. - I will call you when I arrive. (Varınca seni ararım.) - I promise I won't tell him about the party. (Söz veriyorum. Ona parti hakkında hiçbirşey söylemeyeceğim.) >Simple Future Tense ile soru yapmak, diğer bütün zamanlarla aynıdır. Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz. - What will she drink at breakfast? (O, kahvaltıda ne içecek?) - Will we learn English next year? (Gelecek sene İngilizce öğrenecek miyiz?) - Will they come to see us in Spring? (Onlar İlkbaharda bizi görmeye gelecekler mi?) - Will she make a cake on Friday? (O, cuma günü bir kek yapacak mı?) - Will you give all your papers to the teacher? (Siz bütün kâğıtlarınızı öğretmene verecek misiniz?) - When will they come to İstanbul? (Onlar ne zaman İstanbul'a gelecekler?) - How will he paint this wall? (O, bu duvarı nasıl boyayacak?) - Where will you go tomorrow? (Yarın nereye gideceksiniz?) - What will your father give you? (Babanız size ne verecek?) - Where will they play football on Sunday? (Onlar pazar günü nerede futbol oynayacaklar?) +++++++++ Не нашли, что искали? Воспользуйтесь поиском:
|